"Oyun bittiğinde Şah ve piyon aynı kutuya girer." İtalyan Atasözü

24 Temmuz 2010 Cumartesi

PES 2011'i beklerken


Büyük bir endüstri haline gelen ve milyonları peşinden sürükleyen futbolun son yıllarda yükselen trendi bilgisayar oyunları. Dünya çapında milyonlarca kullanıcıya hitap eden futboloyunları gerek konsollarda gerekse bilgisayarda insanları eğlendiriyor. Japonya merkezli Konami firmasının çıkardığı futbol simülasyonu PES serisi de bu alanın en iddialı oyunlarından. PES 2011'in eylül ayında piyasaya çıkacak olmasının açıklanmasının ardından oyunseverler heyecanlı bir bekleyişin kucağına düştüler. Son yıllarda gerçekçilik konusunda büyük adımlar atan Konami'nin bu oyunda devrim niteliğinde yenilikler yapması bekleniyor. Konuyla ilgili olarak konuşan Konami Avrupa ekip lideri Jon Murphy, "PES’in değişim geçirmesinin zamanı gelmişti, PES 2011 serinin tarihindeki en köklü tasarım değişikliğine sahne olacakGerçek futbolda olup da PES’te yansıtamadığımız şeyleri tespit etmek için hayranlarımızla birlikte çalıştık. Önceliğimiz sınırsız özgürlük sağlamaktı ve yeni animasyonlar da şarttı. PES 2011 bunların ikisini de gerçekleştiriyor. Gerçekten de bu iki özellik de doğrudan birbirine bağlı. Yeni oyunun bir PES olduğunu bilecek, ama çok ciddi değişiklikler geçirdiğini de göreceksiniz" ifadelerini kullanıyor. Kullanıcılara pek çok yeniliğin müjdesini veren Murphy, "Bu PES 2011 için yalnızca buz dağının görünen kısmı. Oyun modları ve oynanış işlevleri hakkında da çok önemli açıklamalar yapacağız. Yeni oyundan ilk görüntüler, oyunun kalbini oluşturan yeni animasyonları ve özgürlük hissini gösterecek. PES 2011’in futbol hayranlarını hem şaşırtıp, hem de çok memnun edeceğine inanıyoruz. Oyunu nasıl oynayacaklarını yeniden öğrenmeleri gerekecek, çünkü bu çok farklı bir oyun. Akıllarını başlarından alacağımıza da eminim" diyerek beklentileri bir hayli yükseltiyor.

DÜNYANIN EN ÖZEL FUTBOLCUSU


Real Madrid'e veda eden İspanyol yıldız kendi ağzı ile itiraf etti, İspanya'da Real'in resmi yayın organı kadar güvenilen Marca gazetesine.. Malum sadece Türk basını değil, Avrupa basınıda dedikoduyu çok sever fakat Marca/As ile MundoDeportivo apayrıdır İspanya'da.. Birisi Madrid medyasının en güvenilir kaynağıdır, diğeri Katalan medyasının en güvenilir kaynağı.. Yani kulüplere, oyunculara, menajerlere en yakın kaynaklar olarak bilinir her iki kaynakta kendi semalarında.. Marca daha evel yazmıştı; Guti ayrılıyor diye. Sonrasında aradan bir süre geçti, Marca yine manşetlere taşıdı Guti'yi.. Ama bu sefer Galatasaray'a gidecek haberiyle birlikte ve bir takım detaylar verdi transfer hakkında.. Bonservis konusunda pek bir meblağ ödenmeyeceğini fakat oyuncuya 3 milyon euro gibi bir para verileceğini söylemişti İspanyol gazetesi.. Ardından Guti ise Marca'ya açıkladı resmen Galatasaray'dan teklif aldığını.. Gerisi artık taraflar arasında gerçekleşecek olan görüşmeler neticesinde belli olacak; Guti gelir veya gelmez.. Orası hiç kuşkusuz bilinmez.. Real Madrid'de hiç bir zaman bir numaralı adam olamadı fakat daima görev adamı oldu. Mücadelesi, top tekniği ve oyun zekası ile her zaman görevini sonuna kadar yaptı. Hırsıyla, özverisiyle taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazandı 33 yaşındaki İspanyol maestro.. Can alıcı pasları ile rakip savunmayı çökertebilen, pozisyona giren/sokan ve iki ayağınıda kullanabilen bir teknik Guti.. Yaşı elbette sorun yaratabilecek cinsten fakat bu yaşına rağmen hala kondüsyonu üst düzeyde, performansı üst düzeyde.. Devamlılığı olan, istikrarlı ve başarılı bir performans göstermesinin yanı sıra güçlü, sert bir yapıya sahip olan ortasaha oyuncusu gerek ortasahanın merkezinde, gerekse ortasahanın ilerisinde oynayabiliyor. Guti gelir mi; neden olmasın? Gelebilir.. İşimize yarar mı? Yanındaki adamlara bağlı olarak geliyor maalesef bu sorunun cevabı.. Sonuçta Guti'yi alıyorsanız arkasına birde Emana'yı almanız gerekiyor ki; Guti'nin arkasını derlesin toplasın.. Ortasahadan kuracağı oyunlar ve hücumsal varyasyonlardaki etkinliği ile rakip takımın başına kabus olur Guti, kabus.. Fakat Guti'den evel arkasına yani DM(defansif ortasaha) almamız gerekiyor. Sonra önünü rahat rahat doldururuz; yeter ki arkamız sağlam olsun..

Ağlamayan adam adam değildir!


Şu günlerde psikolojim gözyaşı dökmeye çok müsait. Her şeye ama her şeye samimiyetsiz! bir şekilde ağlıyorum; ota, böceğe, çiçeğe, yağan yağmura!

En çok da kadınların elinden ağlama hakkını aldığı için Başbakan’a bozuldum, ona ağlıyorum!

Ben asıl nehir kenarında kamp kurmuş olan yazardan “erkeklerin ağlamasına” ilişkin okkalı bir yazı beklerdim. Yaşından yaşsızlığına, beden ölçülerinden, sırttan görünüşlerine, aynalara pervasızca bakabilen kadınlara kadar hiçbir ayrıntıyı atlamayan yazarımız, söz konusu erkekler olunca acaba neden susmaktadır?

Oysa oldukça havalı bir konu “ağlayan adam” konusu...

Yazının sonunu da “ben ağlamaktan gocunmam, komplekse de girmem, bir kadın buna değer” diye bitirebilirdi. Bizde “duyarsız kalmamış, kendisini ilgilendiren tarafından ele almış” diyebilirdik!

***

Bu referandumun zorlu geçeceğini, evet ve hayır oylarının ortada buluştuğunu tahmin ediyordum ama şu “ağlama” bahsinden sonra işin bittiğini, hayırcıların kaybedeceğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Çünkü baltayı taşa vurdular bu kez de.

“Öz ağlamayınca göz ağlamaz” atasözümüzle birlikte “Gözyaşı ile yıkanan yüzden daha temiz yüz olmaz” diyen Shakespeare’i de andıktan sonra, tekrar buraya dönmek üzere konuyu biraz açalım.

Ne diyor Devlet Bahçeli: “Başbakan Erdoğan’ın yaptığı konuşma, siyasi tarihimize kara bir ilkesizlik, riyakârlık, siyasi sahtekârlık ve münafıklık örneği olarak geçecektir. Türk milleti, yalan gözyaşları döken Başbakan’ın siyasi tükenişinin hazin tablosunu ibretle izlemiştir... Ülkücü şehitler için sahte gözyaşları dökmesi bu tiyatronun yeni bir sahnesidir.”

Devlet Bahçeli’ye diyecek bir sözüm olmaz. Bağırarak malına müşteri arayan bir tezgahtar gibi. İçini gerçekten acıtan bir memleket meselesi olduğunu hiç sanmıyorum. Belki içinde kalan tek şey, ellerine teslim edilen Öcalan’a -o kadar esip gürlemelerine rağmen- hiçbir şey yapamayıp, üstüne üstlük tıpış tıpış idam cezasını kaldırmak olmuştur. Bütün öfkesi de bundan kaynaklanıyor bana kalırsa.

Ya şu Gandi Kemal’e ne demeli!

“Bunlar işkence görmedi, bunlar 12 Eyül’de fatura ödemedi. Eğer, çıkıp Başbakan, Erdal Eren’in fotoğrafını gösterip, eğer ağlama numarası yapıyorsa, önce ondan vazgeçip o aileden özür dilesin, halktan özür dilesin. Yaptığı çok ayıp bir şey.”

Ağlamak, çok ayıp bir şey!

Öyle mi sayın Kılıçdaroğlu?

Hadi sizin deyiminizle “numaradan ağlamak” diyelim.

“Numara” olduğunu ileri sürerken deliliniz nedir: Bunlar işkence görmedi, 12 Eylül’de fatura ödemedi.

Goethe, “Kendi acımız, bize başkalarınınkini bölüşmeyi öğretir” der, bilir misiniz sayın Kılıçdaroğlu.

Başbakanın şahsında, bu ülkede çok acılar çekmiş büyük bir kitle var. Ve katmerlenmiş acılarının üzerine intikam değil merhamet merhemi sürer bu insanlar. Çünkü, kendisini taşlayan insanlara bakıp, “Affet Yarabbi, onlar bilmiyorlar” diyen Peygamberden almıştırlar örneklerini.

Eğer bunu öğrenmiş değilseniz, acınız olduğuna da kimseyi inandıramazsınız.

***

Gücün temsilidir erkek milleti, dolayısıyla bu topraklarda ağlayanı değil ağlatanı makbuldür!

Milletin analarını ağlattığın kadar muktedir olursun!

Analar ağlamasın dersen de, riyakâr olursun!

Fakat durum hiç de kimilerinin zannettiği gibi böyle değil.

Hatasıyla sevabıyla “ağlayan adam”ın suçlayamayacağınız, testten geçiremeyeceğiniz en bariz özelliği, samimiyetidir.

Ağlıyorsa da, bağırıyorsa da, kızıyorsa da “ağlayan adam” samimidir!

Ve bu millet, “bir adam ağlıyorsa gerçekten ağlıyordur”, bunu bilir ve bağırlarına basarlar!

Yıllardır Fethullah Hocaefendi’yi aşağılamak, küçültmek için bütün yazarlarınızla dilinize doladığınız şey de, ağlamasıydı.

Ne oldu peki?

Kimin gözünde küçültebildiniz?

Özdemir Asaf’ın dizeleriyle bitireyim, anlayan için:

Ağlamak / Unutmak kadar kolaydır inan / Sevin ağlayabiliyorsan / Sevin ağlıyorsan

/ Gül ağlayabiliyorum diye / Gül ağlıyorum ağlıyorum diye / Sana birşey yapamam / Ağlayamıyorsan.


AYKUT 'UN KOÇAMAN SINAVI


Aykut KOCAMAN Fenerbahçenin yeni hocası oldu. Bu bir anlamda hem camia için hem taraftarlar için beklenen bir sondu.Başkan Aziz Yıldırım Aykut Hocanın tarihteki yerini alacağını başarılı olacağını ve alınan bu karan bir devrim niteliğinde sayılması gerektiğini söyledi.
Benim fikrim şu ki ; Aykut hoca Fb de başarılı olamayacak sıkıntıları gideremeyeçektir.Lakin bugüne kadar o kadar kötü hoçalar Fb de görev yaptı ki; onlar yaptıysa Aykut hocanında bunça yıl emek vermiş şampiyonluklar yaşamış Fb sinde çalışması kadar doğal bir şey yoktur.Tahminlerime gelirse muhtemelen takımı şampiyonlar ligine sokamayacak, ilk haftalarda seri galibiyetlerde gelmiyecek Aykut hoca önce basında sonra taraftarlar arısında tartışılıcak ve erdemli davranarak istifa edecektir.Bu tabiki benim görüşüm akside olabilir Aykut hoca beni yanıltarak gerçekten inanılmaz bir takım yaratabilir.Bende en az sizin kadar merakla bekliyorum tabiki.

11 Temmuz 2010 Pazar

Dünya Kupası'na damgasını vuranlar...



Güney Afrika'da düzenlenen Dünya Kupası'nda ön plana çıkan olaylar şöyle:

Vuvuzela:

Güney Afrika kültürünün parçası olan borazana benzeyen bu çalgılar, çıkardığı ses ve tribünlerde aralıksız çalınmaları nedeniyle birçok futbolseverin kabusu oldu. Güney Afrika Milli Takımı'nın oynamadığı maçlarda da 90 dakika susmayan vuvuzelaların, takım hücumdayken, savunmadayken, gol atınca, gol yediğinde, hemen her pozisyonda çalınması futbolseverlerin tepkisini çekti.

Hakem hataları:

Turnuvaya hakem hataları da damgasını vurdu. 2. tur maçlarında aynı gün iki ''bariz'' hata yapılması futbolda teknolojiden yararlanılması tartışmalarını tekrar alevlendirdi. Aynı gün önce İngiltere-Almanya maçında skor 2-1 Almanya lehineyken İngiliz Frank Lampard'ın vuruşunda net bir şekilde çizgiyi geçen top için gol kararı verilmedi. Sonra Arjantin-Meksika maçında Arjantin Carlos Tevez'in bariz ofsayttan attığı golle 1-0 öne geçtiği maçı 3-1 kazandı. FIFA, elenen İngiltere ve Meksika'dan özür diledi.

Jabulani:

Kupada kullanılan Adidas'ın ürettiği top, maçların başlamasından önce futbolcular tarafından çok eleştirildi. Kupada birçok pozisyonda oyuncuların topu rahat kontrol edemediği görüldü. Bazı takımların kalecileri, Jabulani'nin nereye gideceğinin kestirilememesi nedeniyle hatalı goller yedi. Özellikle kanat değiştirirken atılan havadan paslarda oyuncular topu kontrol edemedi.

İtalya gruplardan çıkamadı:

Son Dünya Şampiyonu İtalya, Yeni Zelanda Paraguay ve Slovakya ile birlikte yer aldığı F grubunda galibiyet alamadan sonuncu oldu. Gruplardan çıkamayan İtalya'da özellikle teknik direktör Marcelo Lippi çok eleştirildi.

Fransa'daki kriz:

Eleme maçlarında Thierry Henry'nin eliyle düzelterek verdiği gol pası sayesinde kupaya katıldığı için bazı kesimlerin tepkisini çeken Fransa da A Grubu'nu sadece 1 puanla son sırada tamamladı. Takımda Teknik Direktör Raymond Domenech ile bazı oyuncular arasında büyük kriz çıktı. Nicola Anelka, Domenech'e ağır küfürler ettiği gerekçesiyle kadro dışı bırakıldı. Bunu protesto eden oyuncular idmana çıkmadı. Fransa'nın elenmesinden sonra krize Fransız siyasetçiler de karıştı ve FIFA Fransız siyasetçileri ''Futbol Federasyonunun işine karışmamaları'' konusunda uyardı.

Yıldız oyuncuların başarısızlığı:

Kendilerinden çok şey beklenen birçok yıldız, turnuvayı gol atamadan, gol pası veremeden kapattı. Dünyanın en iyi oyuncusu olarak gösterilen Arjantinli Lionel Messi, çeyrek finalde Almanya'ya 4-0 yenildikleri maçtan sonra turnuvaya gözyaşları içinde veda etti.

Fransız Franck Ribery, İngiliz Wayne Rooney, Brezilyalı Kaka, Portekizli Cristiano Ronaldo turnuvada kendilerinden bekleneni veremedi.

Ahtapot Paul'ün dediği oldu...


Ve 2010 Dünya Kupası’nda şampiyon belli oldu. Final maçında Hollanda’yı 1-0 yenen İspanya, 2010 Dünya Kupası’nı müzesine götürdü. Matadorlara tarihinde ilk kez kupayı getiren golü 116. dakikada Andres Iniesta kaydetti.

Kupa Sahibini Arıyor


İspanya ile Hollanda arasındaki dev finale Johannesburg'taki 88 bin seyirci kapasiteli Soccer City Stadı ev sahipliği yapacak. Saat 21:30'da başlayacak maçı İngiliz hakem Howard Webb yönetecek.

Dünya Kupası'nda, İspanya ile Hollanda arasındaki dev final ile kupa ilk kez kendi kıtası dışında bir Avrupa ülkesine gidecek. işte final maçı öncesi ilginç rakamlar...

İspanya - Hollanda finali ile dünya kupası tarihinde 7. kez 2 Avrupa takımı şampiyonluk için sahaya çıkacak. Gecenin sonunda İspanya ya da Hollanda kendi kıtası dışında şampiyonluk sevinci yaşayan ilk Avrupa ülkesi unvanını alacak. Avrupa'nın toplam şampiyonluk sayısı da 10'a yükselecek.

Kupa tarihinde ilk kez Brezilya, Almanya, Arjantin ve İtalya'nın yer almadığı bir final maçı oynanacak.

Güney Afrika'daki tüm maçlarını kazanan Hollanda, İspanya karşısında da galibiyete ulaşırsa beraberlik dahi almadan şampiyon olan 5. ülke olacak. Daha önce 1930'da Uruguay, 1938'de İtalya ve 1970 ile 2002'de Brezilya benzer bir başarının altına imza atmıştı. Üstelik Hollanda, eleme grubundaki tüm maçlarını da kazanmayı başarmıştı. 1970'te Brezilya'nın ardından hiçbir ülke eleme grubu ve Dünya Kupası'ndaki tüm maçlardan galip ayrılarak şampiyon olamamıştı.

İspanya, Avrupa şampiyonu olduktan sonra Dünya Kupası'nda finale yükselme başarısı gösteren 2. ülke oldu. Daha önce 1980 yılında Avrupa şampiyonu olan Almanya, 1982 Dünya Kupası'nda finale kalmış; ancak İtalya'ya yenilmekten kurtulamamıştı.

Matadorlar aynı zamanda, ilk grup maçını kaybettikten sonra, Dünya Şampiyonluğu'nu kucaklama başarısı gösteren ilk ülke olmayı hedefliyor.

İspanya, final maçını 4 golden az atarak kazanması halinde Dünya Kupaları tarihinde en az gol atarak şampiyon olan ülke unvanını alacak. 1938'de İtalya, 1966'da İngiltere ve 1994'te Brezilya 11'er gol atarak şampiyon olmuştu. İspanya'nın ise final maçı öncesi 7 golü bulunuyor.z hakem Howard Webb yönetecek.

9 Temmuz 2010 Cuma

Haber gir! Haber...


Messiyi iyi kullanamadigini belirten spor muhabirine maradona`nin verdigi cevap:

" UGRASMA BENiMLE iSiNE BAK, HABER GiR! HABER! "

İşte ahtapotun şampiyonluk tahmini

Almanya'nın Oberhausen kentindeki ''Sea Life'' adlı akvaryumda bulunan ahtapot üçüncülük maçını Almanların kazanacağını işaret etti.

Önce 3. maçıyla ilgili tesbit yapıldı. ''Paul'', akvaryuma konulan ve içlerinde Uruguay ile Almanya'nın bayraklarının bulunduğu 2 cam kutunun üzerinde dolaşarak, sonuçta Almanya bayraklı kutunun üzerine oturdu. Şampiyonluk maçı çin ise İspanya'yı seçti.

"ahtapot'' bugüne kadar sadece 2008 Avrupa Şampiyonası final maçında Almanya'nın İspanya'yı yeneceği şeklinde yanlış tahminde bulunmuştu.

ALMANLARA TESELLİ VERDİ

Almanya'nın İspanya'ya eleneceğini bilen ahtapot Almanları kızdırmış ve bazı Almanlar ahtapotun kesilmesi gerektiğini söylemişti. Ahtapot Paul Almanların üçüncülük maçını kazanacağını belirterek bir anlamda gönül almış oldu.

6 Temmuz 2010 Salı

İLK FİNALİST HOLLANDA

2010 Dünya Kupası yarı final maçında Uruguay'ı 3-2 mağlup eden Hollanda finale yükseldi.

Cape Town'daki Green Point Stadı'nda oynanan karşılaşmada Hollanda'ya galibiyeti getiren golleri 18. dakikada van Bronckhorst, 69. dakikada Sneijder ve 73. dakikada Robben attı. Uruguay'ın golleri ise 40. dakikada Forlan ve 90+2. dakikada Pereira'dan geldi.

Fenerbahçe'nin Uruguaylı defans oyuncusu Diego Lugano, sakatlığı nedeniyle bu maçta forma giyemedi. Hollanda, 11 Temmuz Pazar günü oynanacak Dünya Kupası finalinde İspanya-Almanya maçının galibi ile karşılaşacak.

3 Temmuz 2010 Cumartesi

AFRiKA 2010 YARI FiNALiSTLERi..

4 onemli futbolcusundan yoksun Uruguay`in sansi giderek azaliyor...Kupa avrupaya yakin !

2010 FIFA Dünya Kupası: Yarı finaller

Uruguay-Hollanda-6 Tem 21:30, Yayın: TRT 1
Almanya-ispanya-7 Tem 21:30, Yayın: TRT 1

"ATAMAYANA ATTILAR" - Paraguay-İspanya: 0-1


Dünya Kupası'nda son çeyrek finalisti belirleyecek olan karşılaşmada İspanya ile Portekiz karşı karşıya geldi. Ronaldo ve arkadaşlarını David Villa'nın golü ile yıkan İspanya çeyrek finalde Paraguay'ın rakibi olmayı başardı.

ALMANYA şampi! DEDi...

'Turnuva takımı' olarak bilinen Almanya, dünya kupasında yoluna emin adımlarla devam ediyor. 2006'da çeyrek finalde elendiği Panzerler'den rövanşı alamayan Arjantin ise 4-0'lık kabusla ümitlerini başka bahara bıraktı.







" ALMANYA MESUT VE BAHTIHAR... "



27 Haziran 2010 Pazar

25 Haziran 2010 Cuma

Aykut Kocaman


Amatör kulüplerden Altınmızrak’ta dikkaleri üzerine çeken Aykut daha sonra Sakaryaspor’a geçti. Buradan İmparator Oğuz’la birlikte Fenerbahçe’ye geçen Kocaman, sarı lacivert formayla adeta yıldızlaşmıştır. Fenerbahçe ile iki lig şampiyonluğu kazanan Aykut, 3 kez de gol kralı oldu. Özellikle 95-96 yılında Trabzonspor ile deplasmanda oynanan maç sonrası kazanılan şampiyonluk karşılaşmasının ardından yaptığı centilmence ve çarpıcı açıklamalar, Türk futbol tarihine geçmiştir. Öyle ki bu açıklamalar sonrası Başkan Ali Şen tarafından Fenerbahçe’den uzaklaştırıldığı dedikoduları yapılmıştır.

Fenerbahçe’nin ardından bir dönem İstanbulspor forması giyen Aykut, 2000 yılında futbolu bırakmıştır. Aykut Kocaman, halen Ankaraspor’un teknik direktörlüğünü yapmaktadır.

Türk futbolunun en centilmen futbolcularından biri olan Aykut Kocaman, çocukluğunda jimnastik yapmasının verdiği avantajla da zihinlerimizde kıvrak çalımları ve estetik golleri ile yer etmiştir.

Daum gitti yaşasın Aykut Kocaman

Flaş...Daum kararı açıklandı

Sabah saaatlerinde avukatlarla birlikte toplanan yönetim, dün akşam Yönetici Cihan Kamer'in ikna etmeyi başardığı Daum'u az önce kulüp binasına çağırdı ve 2 milyon 400 bin euro karşılığında tecrübeli teknik adamın sözleşmesini feshetti. Fenerbahçe Kulübü, Alman teknik adama tazminatının bir bölümünü peşin, kalanını ise taksitler halinde ödeyecek. Böylelikle uzun süredir spor camiasının gündemini meşgul eden Daum'un Fenerbahçe'deki geleceği de son bulmuş oldu.

Bilindiği gibi Sarı Lacivertli Yönetim, geçtiğimiz hafta Daum'la İstanbul'da bir toplantı yapmış ve tecrübeli çalıştırıcının Roland Koch dışındaki bütün yardımcılarını kovmuştu. Bu olayın ardından medyaya 'Görevimin başındayım' mesajı veren ve Samandıra'da çalışmalara başlayan Alman teknik adamın bugün itibariyle kulüple ilişkisi tamamen kesilmiş oldu.

Daum'dan boşalan teknik direktörlük görevine de Sportif Direktör Aykut Kocaman'ın geçmesi bekleniyor. Kocaman pazartesi günü sözleşme imzalayarak takımın yeni teknik patronu olacak.

ANONS :)

24 Haziran 2010 Perşembe

Alman basını: Özil, Almanya'yı kurtardı

Almanya Milli Takımı'nın, Gana'yı Mesut Özil'in golüyle 1-0 yenerek 2010 Dünya Kupası D Grubu'nu lider tamamlayıp ikinci tura çıkması, Alman basınında ''Özil, Almanya'yı kurtardı'' şeklinde yorumlandı.

Spor dergisi Kicker de, ''Başardık! Titredik! Sevindik! Özil, Löw'ün 11'ini kurtardı'' başlığıyla birinci sayfada kullandığı haberde, Alman Milli Takımı'nın Dünya Kupası'nda rüyayı sürdürdüğü belirtildi.

Berliner Morgenpost gazetesi de, ''Özil, Almanya'yı kurtardı'' başlığını attığı haberde, Mesut'un, rüya gol ile Almanya'nın kupadan elenmesini önlediği ifade edildi.

Berlin'de yayınlanan Berliner Kurier gazetesi, ''Ööözil bu çok güzel'' başlığını kullanarak, Mesut'un, attığı altın gol ile Almanya'yı mutluluğa taşıdığı, milli takımı Pazar günü İngiltere ile zorlu bir mücadelenin beklediği kaydedildi.

B.Z gazetesi de, ''Mesut, sen bizim kurtarıcımızsın'' başlığıyla verdiği haberde, Mesut'un Almanya'daki milyonlarca taraftarı ve Löw'ü, 20 metreden attığı sert şutla kurtardığına işaret edildi.

Gazetelerde, Mesut'un gol sevincini tespit eden fotoğrafların yanı sıra Almanya-Gana karşılaşmasıyla ilgili çok sayıda haber ve yorum yer aldı.

20 Haziran 2010 Pazar

byebye Cameroon



...

Fransa’da, Anelka depremi yaşanıyor: KAMPTAN KOVDULAR


Meksika yenilgisi sonrası hocasına, ağza alınmayacak sözler söyleyen yıldız futbolcu anında cezalandırıldı.

DOMENECH: “Yerinde oyna, kıpırdamayı bırak, kaleye yakın kal ve yerinden kıpırdama.” “Beni dinlemezsen, seni değiştiririm.”

ANELKA: “Ben aynı fikirde değilim. İyi oynadım ve yerimden de kımıldamadım” “S…… git pis. O….. çocuğu”

DÜNYA Kupası’nda 2. tura çıkma şansını mucizelere bırakan Fransa, fena karıştı. Horozlar’ın yıldız golcüsü Nicolas Anelka, Meksika maçının devre arasında soyunma odasında teknik direktörü Raymond Domenech’e küfrettiği için milli takımdan çıkarıldı.

Fransız L’equipe gazetesinin ortaya çıkardığı olay şöyle gelişti:

Domenech, ilk yarıdaki futbolunu beğenmediği Anelka’yı, “Yerinde oyna. Sağa ve sola kıpırdamayı bırak, kaleye yakın kal ve yerinden kıpırdama” diye uyardı. Arkasından, ikili arasında şu diyalog yaşandı:

Anelka: Ben aynı fikirde değilim. İyi oynadım ve yerimden de kımıldamadım.

Domenech: Eğer beni dinlemezsen, seni çıkarırım.

Anelka: S…… git Pis. O….. çocuğu .

Olayın duyulmasının ardından Fransa Futbol Federasyonu İkinci Başkanı Christian Teinturier, Domenech’e destek veren bir açıklama yaparak, “Eğer bu olaylar gerçekten yaşanmışsa Anelka’nın orada yapacağı iş yok. Hemen kadrodan çıkarılmalı” dedi.

14 Haziran 2010 Pazartesi

Biraz gulelim...

11 Haziran 2010 Cuma

10 Haziran 2010 Perşembe

RESMİ SİTESİNDEN ALINMIŞTIR!!!

Miroslav Stoch resmen Fenerbahçe'de


Fenerbahçe, Galatasaray'ın da peşinde olduğu Slovak kanat oyuncusu Miroslav Stoch ile 4 yıllık anlaşmaya vardı. Kulübün resmi internet sitesinden yapılan açıklamada, "Kulübümüz, Chelseali orta saha oyuncusu Miroslav Stoch'u renklerine bağladı. 2009-2010 sezonunda kiralık olarak Twente'de forma giyen oyuncu ile 4 yıllık anlaşmaya varılmıştır" ifadeleri yer aldı. Slovakya Milli Takımı forması ile 2010 Dünya Kupası'nda boy gösterecek olan 21 yaşındaki genç yıldız, geçtiğimiz sezon Twente formasıyla 32 maçta 10 gole imza atmıştı.

9 Haziran 2010 Çarşamba

8 Haziran 2010 Salı

POLiTiKA FUTBOLA KARSI


1938 DUNYA KUPASINA ALMANYADA OYNANAN MACTA INGILIZ FUBOLCULAR KENDi DiPLOMATLARININ BASKISI UZERINE NAZi SELAMI VEREREK BASLADIKLARI MACTA ALMANYA`YI 6-3 YENMISTI, MACA HITLER KATILMAMISTI:)....

7 Haziran 2010 Pazartesi

FARKLI!!!

İLGİNÇ BİR YORUM!!!


Elinde Kazım Kazım gibi bir yetenek varken, onu kullanamıyorsan, Gökhan Gönül\'ü arkasında Bekir yada Önderle destekleyip sağ kanat için denemiyorsan, orta sahanı sürekli Emre\'nin üzerine yük bindirtip, gol atmaktan aciz golkaçırma kralı Guiaza\'ya bel bağlıyorsan, Sadece yedekte oturtmak için Gökhan Ünal\'ı alıyorsan... Semihi küstürüp, 10 senedir nöbet tutturuyorsan, Alex-Emre-Volkan ve Gökhan Gönül\'le her maçı alacam diyorsan..! buyur daum, sahne senin..!

Dünya kupasının şampiyonu şimdiden belli


Önümüzdeki Cuma günü Güney Afrika ve Meksika takımlarının karşılaşmasıyla start alacak olan 2010 FIFA Dünya Kupası'nın sahibi belli oldu! Turnuvanın resmi oyunu 2010 FIFA World Cup South Africa'nın yapımcısı Electronic Arts, organizasyonu kimin kazanacağını açıkladı!

Sanal olarak turnuvayı oynatan firma, birbirinden zorlu mücadeleler sonunda Dünya Kupası'nın sahibini belirledi. Üçüncülük maçında İngiltere'nin Arjantin'i 2-1 yendiği turnuvada, finalistler İspanya ve Brezilya oldu.

Şampiyon Kim Oldu?

Teknoloji sitesi ShiftDelete.Net'in haberine göre, Electronic Arts'ın yapay zekaya oynattığı turnuvanın son maçında Brezilya, Felipe Melo ile 1-0 öne geçti. Ardından David Villa ile 61. dakikada beraberliği sağlayan İspanya, 88. dakikada Cesc Fabregas'ın attığı golle maçın sonucunu belirledi. Böylelikle sanal dünyada İspanya, 2010 FIFA Dünya Kupası'nın sahibi oldu.

Turnuvanın gol kralı İspanya'dan David Silva olurken, Brezilya'lı Kaka en iyi oyuncu ödülünü kazandı...

4 Haziran 2010 Cuma

3 Haziran 2010 Perşembe

Dünya Kupası 2010 Güney Afrika'da kural değişikliği



IFA, 2010 Güney Afrika Dünya Kupası öncesi kural değişikliklerine gidecek. FIFA, Dünya Kupası öncesi penaltı atışları ile önemli bir değişikli yaptı. Buna göre artık penaltı atışını kullananlar kaleciyi yanıltığında sarı kart görecekler.

FIFA, 2010 Güney Afrika Dünya Kupası öncesi kural değişikliklerine gidecek. FIFA, Dünya Kupası öncesi penaltı atışları ile önemli bir değişikli yaptı. Buna göre artık penaltı atışını kullananlar kaleciyi yanıltığında sarı kart ile cezalandırılacaklar.

Dünya Kupası 2010 Şampiyonası boyunca penaltı atışları sırasında, kaleciyi yanıltmak amaçlı duraksamak, sarı kart ile cezalandırılacak ve atış tekrarlanacak.

Dünya Kupası heyecanı bütün Dünyayı sarmaya başlarken, FIFA‘ da kural kitabında önemli bir değişikliğin altına imza attı. Adil oyun oynamaya büyük önem veren kurul, penaltı atışlarıyla ilgili düzenlemeyi yeniden kaleme aldı. Buna göre penaltı atışı sırasında, kaleciyi yanıltmak amaçlı duraksamak yasaklandı.

Topa vurmak üzereyken duraksayıp, kalecinin hangi tarafa yatacağını görmek ve topu ters taraftan ağlarla buluşturmak, yıllardır önemli bir penaltı taktiği olarak kullanılıyordu.Bu taktiğin kaleciler açısından haksız rekabet yarattığına karar veren Uluslararası Futbol Birliği Kurulu, bundan böyle benzer bir taktiğin uygulanmasına izin vermeyeceğini açıkladı.

Dünya Kupası ile birlikte, kaleciyi yanıltmak için topa vurmadan önce duraksayan futbolcular, sarı kart ile cezalandırılacak ve atış tekrarlanacak.

2 Haziran 2010 Çarşamba

Dünya Kupası konserine boykot

Güney Afrika'da iktidardaki ANC'nin gençlik kolları da dahil etkili gruplar Afrika'nın doğru ritmini ve kültürünü temsil etmediği gerekçesiyle Dünya Kupası açılış konserini toplu şekilde boykot etme kararı aldı. Güney Afrika Yenilikçi Emekçileri Sendikası (CWUSA) Başkanı Kid Sİthole bugün Johannesburg'ta yaptığı açıklamada, "Açılış konserinde sahne alacak sanatçılar Afrika kültürünü temsil eden sanatçılar değil. Gerçek Afrika müziği bu konserde dünyaya reklam edilmeliydi." dedi. Medyaya sert açıklamalar yapan Sithole, FIFA'nın müzik dünyasının önemli ödülleri arasında yer alan Grammy ödülü sahibi Ladysmith Black Mambazo'nun dışında konserde Afrika'yı temsil edecek başka sanatçıya yer vermeyişini şaşkınlıkla izlediklerini dile getirdi.

Tartışmalı konserde Güney Afrikalı sanatçılar, Alicia Keys, Black Eyed Peas, Anglique Kidjo, John Legend ve Juanes gibi uluslararası ün kazanmış sanatçılarla birlikte sahne alacak.

Dünya Kupası konserine boykot

Güney Afrika'da iktidardaki ANC'nin gençlik kolları da dahil etkili gruplar Afrika'nın doğru ritmini ve kültürünü temsil etmediği gerekçesiyle Dünya Kupası açılış konserini toplu şekilde boykot etme kararı aldı. Güney Afrika Yenilikçi Emekçileri Sendikası (CWUSA) Başkanı Kid Sİthole bugün Johannesburg'ta yaptığı açıklamada, "Açılış konserinde sahne alacak sanatçılar Afrika kültürünü temsil eden sanatçılar değil. Gerçek Afrika müziği bu konserde dünyaya reklam edilmeliydi." dedi. Medyaya sert açıklamalar yapan Sithole, FIFA'nın müzik dünyasının önemli ödülleri arasında yer alan Grammy ödülü sahibi Ladysmith Black Mambazo'nun dışında konserde Afrika'yı temsil edecek başka sanatçıya yer vermeyişini şaşkınlıkla izlediklerini dile getirdi.

1 Haziran 2010 Salı

Kulüplere 10 yabancı hakkı geldi


FF Yönetim Kurulunun aldığı karara göre, halen 8 yabancı futbolu ile sözleşme hakkına sahip olan ve bunların 6'sını sahada, 2'sini yedek kulübesinde kullanabilen kulüpler, yeni sezonda 10 yabancı oyuncunun 8'ini maç kadrosunda bulundurabilecek, bunlardan 6'sı takımı adına sahada yer alabilecek. İki yabancı oyuncu da kulübede bulunabilecek. "2010-2011 TRANSFER DÖNEMİ 10 HAZİRAN'DA BAŞLAYACAK" Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu'nun aldığı karara göre, 2010-2011 sezonu birinci transfer dönemi 10 Haziran tarihinde başlayacak. Profesyonel liglerde transfer dönemi 1 Eylül 2010 tarihinde sona erecek. 2010-2011 sezonunda ikinci transfer dönemi ise 5 Ocak-1 Şubat 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

VEDERSON RESMEN BURSASPOR'DA!..


Bursaspor, Fenerbahçe'nin sol kanat oyuncusu Gökçek Vederson ile anlaşmaya vardı.

Yeşil-beyazlı kulübün internet sitesinde yer alan açıklamada, görüşmelerin olumlu sonuçlandığı Vederson ile 3 yıllık anlaşma sağlandığı bildirildi

29 Mayıs 2010 Cumartesi

Julio Cesar: "Böyle top mu olur?"


Brezilya Milli Takımı'nın file bekçisi Julio Cesar, 2010 Dünya Kupası'nda kullanılacak topun süpermarketlerde satılan ucuz toplardan bir farkı olmadığını söyledi. Jabulani ismi verilen top Türkçe'de 'kutlama' anlamına geliyor. Öte yandan Jabulani'nin, şu ana kadar FIFAtarafından yapılmış en iyi falso alan top olduğu ileri sürüldü. Dünyanın en iyi kalecileri arasında gösterilen Cesar, yenitopla ilgili olarak, "Bu top çok kötü, çok korkunç. Marketten aldığınız toplardan hiçbir farkı yok" şeklinde konuştu. Bu tartışmalara dahil olan Brezilya kaleci antrenörü Wendell de topun nereye gideceğini kestirmenin güç olduğunun altını çizerek, "Özellikle uzaktan çekilecek şutlarda topun nereye gideceğini anlamak zor olabilir. Bu nedenle kalecilerin iyi yer tutması gerek. Aksi halde turnuvada ilginç goller izleyebiliriz" dedi. Bu arada Aralık ayındaki tanıtımda konuşan, Julio Cesar'ın takım arkadaşı Kaka, "Benim için topla temas çok önemli ve bu topta bu durum gerçekten de üst düzeyde" ifadelerini kullanmıştı.

Adidas JABULANI Dünya kupası topu

Malaga satıldı!


La Liga takımlarından Malaga 25 milyon avro karşılığında Katarlı Şeyh Abdullah bin Nasser Al-Thani'ye satıldı. AS gazetesinde yer alan habere göre 15 Haziran'da satışın resmi olarak açıklanacağı belirtildi. Malaga geçtiğimiz sezona iyi başlamasına rağmen ancak son hafta ligde kalmayı garantilemişti. İspanyol ekibinyeni sahibi ile yeni atılımlar yapması bekleniyor.

DÜNYA KUPASI GERİ SAYIM: 13

Related Posts with Thumbnails