"Oyun bittiğinde Şah ve piyon aynı kutuya girer." İtalyan Atasözü

9 Mayıs 2010 Pazar

Serbest vurus, ama cok serbest :)

ŞAMPİYONLUK ÇOK YAKIN!..







Kaynak :CHA


FENER ''GÜÇÜNÜ''GÖSTERDİ

Ankaragücü ve Fenerbahçe 100.yıllarını tamamlamış Türkiyeye mal olmuş iki güzide ekibimiz.Ama bu maç diğer oynanan maçlardan daha farklı bir atmosferde oynandı.Gerek 10 gün önceden Ankaragüçü as başkanı Atalayın açıklamaları gerek Melih Gökçekin maçtan önceki acıklamaları gerekse de Ankaragücü ve Bursasporun kardeş kulüp olmaları maçın heyacan katsayısını artıran faktörlerden sadece birkaçıydı.Tabi futbolun başrolü konumundaki futbolcuların bu gerilimden ne kadar etkileneceği ayrı bir merak konusuydu biz izliyiciler açısından.İki takımda kılasik tertipleri ile sahada yer alırken Daumun forvette yine Guizaya sanş tanıması futbolcusuna olan güvenin bir işaretiydi.Maça Fenerbahçe son haftalarda olduğu gibi atak başlarken Guiza yine gol kaçırmaya devam ediyordu.Kazanılan korner atışında son haftaların formda ismi Memet Topuz bu senenin belkide en değerli gollerinden birini atarken bu gol aynı zamanda M.Topuzun bu sezon takımı adına atmış olduğu ilk goldü.Maçın ilk yarısı bu skorla biterken Fenerbahçe 2.yarıya kaptansız çıkıyor, kaptanın hem maç içindeki rolü hem kaptanlık pazubandı Emreye geçiyordu.Emre rolü gereği kazanılan köşe atışını kullanırken Fenerbahçe formsuz golçüsüyle farkı 2ye çıkıyordu.Bu gol belkide onu eleştirenlere cevap niteliğindeydi.Bu gol Fenerbahçeli oyunçuları rahatlatırken Ankaragüçü iyiçe oyundan düşüyordu.Alexin yerine oyuna giren Baroninin uzaktan füzesi skorun taçlandırılması manasına geliyordu.Hafta içindeki basın toplantısında Atalay skoru doğru tahmin ederken takımları şaşırıyordu ne yazik ki.Onun dediği gibi maç 3 _o bitiyor ama kazanan Fb oluyordu.Şampiyonluk yolunda önemli bir engeli aşan Fb şampiyonluğu ne kadar istediğini Tüm Türkiyeye haykırıyordu.Tüm annelerin anneler günü kutlu olsun...

Hacettepe de veda etti...


Bank Asya 1. Lig'e Kocaelispor ve Dardanelspor'un ardından Hacettepe de veda etti. Bank Asya 1. Lig'de Mersin İdmanyurdu ile 1-1 berabere kalan Hacettepe, küme düşen 3. ve son takim oldu.

ANNELER GUNU KUTLU OLSUN...

90'Larda MahaLLe futbolu KuraLLarı...

1. Iyi oynayan iki kişinin aynı takımda yer almamasına dikkat edilirdi.

2. Maçlar minyatür kalede oynanıyorsa, penaltı boş kaleye ters şekilde topukla vurulurdu.

3. Maçların hayali kale direkleri arası adım ile sayılır, olmaları gereken yerler iki taş ile işaretlenirdi.

4. Hava kararınca, ezan okununca, anne-baba çağırınca maç biterdi.

5. Uç korner bir penaltıydı.

6. Topu patlatan parasını öder, patlak top ikiye kesilip kafaya takılırdı.

7. `Frikiklerde açıl biraz` denince `Burası Ali Sami Yen mi` şeklinde cevap verilirdi.

8. Takımlar kurulurken ilk oyuncuyu seçme hakkı, adım almayı iyi bilenindi.

9. Kaleci topu 3 kere sektirirse rakibe `Açılsana 3 kere sektirdim` derdi, rakip açılırdı; efendilik vardı.

10. Top insanın pek münasip olmayan bir tarafına gelirse herkes `işe işe!` diye bağırırdı.

11. Penaltılarda kaleci değiştirilirse 2 penaltı atılırdı. Eğer ilk penaltı gol olursa ikincisi atılmazdı.

12. Abanma ve burun vurmak yoktu, vurulursa eleştirilip kınanırdı.

13. Tanju, Rıdvan, Metin, Ali, Feyyaz, Hagi, Hakan, Hami gibi dönemin popüler futbolcularının adı alınırdı.

14. Topun sahibi tüm kuralları koyar, takımı kurar, kaleyi seçer, istemediği kişileri topuyla oynatmazdı.

15. Klişe laflar vardı: `At bakayim abinin kıllı göğsüne!`

16. Elin avantajı olmazdı.

17. Bel üstü gol sayılmazdı.

18. Taçtan kendi önüne atıp başlatılınca, taç değişirdi.

19. Maçı izleyen küçük bir grup varsa, penaltı olup olmadığına o karar verirdi, saygı vardı.

20. Maçlarda eğer iddia varsa ödüller genel olarak Algida Max, eskimo, meybuz, 2,5 litrelik kola vb. ürünlerden oluşurdu.

21. Pas vermeden sadece çalım atarak gol atılırsa sayılmazdı.

22. Frikiklerde baraj mesafesi, frikiği kullanacak olan kişinin koca bir zıplayışının akabinde 3 koca adım atmasıyla belirlenirdi... Büyük atılan adıma karşılık olarak rakip takım "sen tuvalete de mi böyle gidiyon?" diyerek ortalığı kızıştırırdı.

23. Top, oyun alanı içerisindeki herhangi bir arabanın altına kaçarsa büyük bir şevkle arabanın altına yatılıp top alınırdı. Topu ilk kim kaparsa o takımda başlardı.

24. Gol olduktan sonra eğer tartışmalar olursa ve golü yiyen takımın bir oyucusu golü kabullenirse rakip takım direk o kişiyi yüceltip "adamın gol diyo" diyerek golü alırlardı. Golü kabullenen kişi de kaleye veya defansa alınırdı.

25. Varsa hakeme yapılan en dolu dizgin hakaret: "hakeme gözlük, eline de sözlük" tü.

26. Oynayacakların sayısı eğer tek ise, güçsüzlerden biri devre değiştirerek gönlü alınırdı.

27. Penaltılarda eğer takımınız açık ara farkla öndeyse kaleciye vurdurulurdu. Ama en güçlü forvetiniz penaltıyı kullanacaksa, hemen rakip kalecinin gönlü alınırdı: "Merak etme olm, teknik vuracam."

28. Sabit bir kaleci yoksa 2 golde bir veya dakika usulü oyuncular aralarında değişirdi. Kalecilik sırası "Sonum bir Allah" diye kim başlarsa o kişiden geriye sayılırdı.

29. Dizde veya ayak ucunda top sektirerek de sıra belirlendiği olurdu (genellikle 9 aylık veya 21 aylık gibi oyunlarda). Bu durumlarda ilk sektirmek isteyen "Birim bir Allah, kırmızı bayrak, yeşil kitap" derdi.

30. Kaleci oyuncu kavramı vardı. Takımların genellikle iyi oyuncuları bu kutsal göreve kendilerini adarlardı.

31. Eğer bir oyuncu faule maruz kalmışsa ama devam etmek istiyorsa, rakip futbolculardan birinin yürümesini dahi bahane ederek: "Adamın devam ediyor." derdi.

32. Milli birlik ve beraberliğimiz mahalle maçlarında başlamıştır. Önce maçlar yapılır... Centilmenlik skora yansımazsa sopalar, taşlar konuşurdu.

33. Atan alır spor vardı. Eğer top kime çarpıp çıkmışsa topun gittiği yer neresi olursa olsun koşa koşa gidip alırdı.

34. Mahallenin abileri kaleci alıştırırlardı ve buna göre puan verirlerdi. Aralarında kavga eden çocukların puanı kesilirdi.

35. Skor ne olursa olsun akşam!? saati yaklaştığında "Golü atan kazanır." kuralı işlerdi.

36. Maçlardan sonra su sırasına girmek ayrı bir davaydı ve mutlaka koşa koşa gidilirdi. Genellikle yaşlı amca veya teyzeler, zemin katta oturanlar bu işin acımasız kurbanlarıydı.

37. El kasti değilse o top direkt kaleye kullanılmaz, "kasti değilki oğlum, gol olmaz." denirdi...

38. Eğer kaleci dahil herkes çalımlanmışsa; o top çizgiye kadar götürülür ya popo dürtmesi yada yere yatıp kafa, burun, alın gibi vucut kısımlarının dürtmesi ile gol atılırdı.

39. Kalecinin degajla gol atabilmesi bir yetenekti fakat gene de gol sayılmazdı. Karşılıklı atışmaların sonunda yoldan geçen herhangi biri hakem yapılırdı ve sonuca o karar verirdi.

40. Para o zamanlar kolay bulunmadığından maçın hangi takım tarafından başlatılacağına; bir tarafına tükürülmüş yassı bir taşın havaya atılıp, yaş mı,kuru mu seçiminde doğru tarafı bilen tarafın başlaması yöntemi ile karar verilirdi.

41.Kaleler taştan olduğu için atılan şut önce defansa çarpıp sonra taşın üstünden geçtiyse şutu atan takım gooll diye yaygara çıkarırdı.Rakip takımın gol değil kale üstü cevabına,gol yoksa korner o zaman ver topu diyerek racon kesilirdi.

Marseille 18 Yıl Sonra Şampiyon!

Fransa Ligue 1'in 36. haftasında sahasında Rennes'i 3-1 mağlup eden Marsilya, ligin bitimine iki hafta kala şampiyonluğunu ilan etti. Bu arada

Beşiktaş bu sezonu kupasız olarak kapatırken, eski Siyah-Beyazlı futbolcu Edouard Cisse ikinci kez üst üste çifte kupa sevinci yaşadı. Kara Kartallar’la geçen sene Türkiye Kupası ve Süper Lig sevincini bir arada yaşayan ve ardından sezon başında ülkesi Marsilya’nın yolunu tutan 32 yaşındaki Fransız futbolcu başarılı çizgisini sürdürdü. Fransız ekibiyle önce Lig Kupası’nı kaldıran Cisse, önceki gün de bitime iki hafta kala Mavi-Beyazlılar’la Ligue 1 şampiyonluğunu yaşadı.

Marseille 18 Yıl Sonra Şampiyon!

Marsilya 2010/11 Sezonu Formasi


Related Posts with Thumbnails